Obezite Nedir?

Vücut Kitle İndeksi (VKİ) sınıflandırması: düşük kilolu, normal kilolu, fazla kilolu, obezite ve aşırı obeziteyi gösteren renkli silüet görseli.

Obezite: Belirtileri ve Nedenleri

Günümüzde obezite, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde hızla artan bir sağlık problemi haline geldi. Vücutta aşırı yağ birikimi ile tanımlanan bu kronik durum, Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre Beden Kitle İndeksi (BKİ) değerinin 30’u aşması durumunda teşhis ediliyor.

Obezite sadece estetik bir mesele değildir. Kalp-damar hastalıkları, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve metabolik sendrom gibi pek çok kronik rahatsızlığın temelinde bu tablo yer alır. Üstelik artık yalnızca erişkinleri değil, ergenleri ve çocukları da etkileyen yaygın bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Türkiye’de yapılan araştırmalara göre, yetişkin nüfusun yaklaşık üçte biri obez sınıfına girmektedir.

Obeziteyi yalnızca “fazla yemek” ya da “hareketsizlik” gibi yüzeysel nedenlerle açıklamak yetersiz kalır. Bu durumun altında yatan hormonal dengesizlikler, bağırsak mikrobiyotasındaki bozulmalar ve davranışsal faktörler gibi çok daha karmaşık mekanizmalar yer alır.  Kalıcı ve sürdürülebilir çözümler ancak bu faktörlerin bir bütün olarak değerlendirilmesiyle mümkündür.

Obezite Belirtileri Nelerdir?

Obezite belirtileri yalnızca görünür kilo fazlalığı ile sınırlı değildir. Vücudumuzun bize verdiği erken uyarı sinyalleri şunlardır:

  • Sürekli yorgunluk ve enerji düşüklüğü
  • Nefes darlığı ve fiziksel aktivitelerde güçlük
  • Eklem ağrıları, özellikle diz ve bel bölgelerinde
  • Uyku apnesi ve kalitesiz uyku
  • Sık enfeksiyon geçirme
  • İnsülin direnci belirtileri
  • Depresyon ve özgüven kaybı
  • Ciltte koyu lekeler

Bu belirtiler, vücudumuzun metabolik dengesinin bozulduğuna işaret eder ve erken müdahale gerektiren durumlardır.

Obezite Nasıl Hesaplanır?

Beden Kitle İndeksi (BKİ)

Vücut yağ miktarını doğrudan ölçmek pratikte pek mümkün olmadığından, obezite tanısı sıklıkla Beden Kitle İndeksi (BKİ) ölçümüyle konur. BKİ, kilogram cinsinden vücut ağırlığının, metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle kolayca hesaplanabilir ve birimi kg/m²’dir.

Değerlendirme kriterleri:

  • 18,5-24,9: Normal kilo
  • 25-29,9: Fazla kilolu (Overweight)
  • 30-34,9: Obez (Sınıf I)
  • 35-39,9: Obez (Sınıf II)
  • 40 ve üzeri: Morbid obez (Sınıf III)
 

Ancak beden kitle indeksi ile yapılan sınıflandırma, sağlık risklerini belirlemek açısından tamamen yeterli olmayabilir. Çünkü BKİ vücut yağ dağılımı hakkında bize yeterli bilgi vermez ve fonksiyonel beslenme perspektifinden tek başına değerlendirme yapmak eksik kalır.

Obezite ölçümü: sağlık çalışanı bel çevresini mezura ile ölçerken, obez bireyin karın bölgesini gösteren görsel.

Bel Çevresi Ölçümü

Obeziteye bağlı artan riski belirleyen önemli faktörlerden birisi de yağın vücutta nerede biriktiğidir. Yağ dağılımının riskli karın bölgesinde olup olmadığını değerlendiren pratik yöntemlerden birisi bel çevresi ölçümüdür.

Yağ Dağılım Tipleri:

  • Armut tipi obezite (kadın tipi): Deri altında ve özellikle kalça bölgesinde biriken yağ dokusunun obeziteye bağlı hastalıklara neden olma riski düşüktür.
  • Elma tipi obezite (erkek tipi): Göbek bölgesinde biriken yağ dokusunun obezite ilişkili hastalıklar açısından daha fazla risk oluşturduğu gösterilmiştir.
 

Türk Toplumu için Risk Değerleri:

  • Erkeklerde 100 cm üzeri bel çevresi
  • Kadınlarda 90 cm üzeri bel çevresi
 

Bu ölçümler kalp-damar hastalık riskini arttırdığı bildirilmiştir. Bel çevresi, metabolik sağlık açısından BKİ’den daha değerli bir göstergedir çünkü visseral yağlanmayı doğrudan değerlendirir.

Obezite Nedenleri

Obezitenin nedenleri çok boyutludur ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

Genetik, Hormonlar, Yaşam Tarzı

Genetik yatkınlık, hormon dengesizlikleri ve yaşam tarzı alışkanlıkları bir araya geldiğinde obezite riski artar. Uyku düzeni, stres seviyesi, beslenme şekli ve hareket azlığı gibi günlük alışkanlıklar; vücudun yağ depolama eğilimini ve metabolizma hızını doğrudan etkiler.

Aşırı ve Yanlış Beslenme Alışkanlıkları

İşlenmiş gıdalar, şeker oranı yüksek karbonhidratlar ve sağlıksız yağ dengesi, vücutta insülin direncini ve kronik inflamasyonu tetikler. Düzensiz öğün saatleri ve düşük lifli, probiyotikten yoksun beslenme tarzı da metabolizmayı olumsuz etkiler. Bu faktörler bir araya geldiğinde kilo alımı kaçınılmaz hale gelir.

Psikolojik Etmenler

Obeziteye zemin hazırlayan faktörler yalnızca fiziksel değil; duygusal ve psikolojik süreçler de bu tabloya önemli ölçüde katkı sağlar. Özellikle depresyon, anksiyete ve diğer duygu durum bozuklukları, yeme davranışlarını değiştirerek kilo alımını tetikleyebilir. Sosyal çevre, aile içi ilişkiler ve çocukluk döneminde gelişen yeme alışkanlıkları da bireyin beden farkındalığını ve yeme düzenini etkileyebilir.

Fiziksel Aktivite Yetersizliği

Hareketsiz yaşam tarzı yalnızca daha az kalori yakmak anlamına gelmez; aynı zamanda insülin duyarlılığını azaltır, metabolizma hızını düşürür ve kas kütlesinde kayba yol açar. Uzun süreli fiziksel inaktivite, vücudun enerji üretim merkezleri olan mitokondrilerin işlevini zayıflatırken, stres hormonlarının dengesini de bozarak kilo kontrolünü daha da zorlaştırır.

Çocuklarda Obezite

Çocukluk çağında gelişen obezite, yalnızca bugünü değil, bireyin tüm yaşamını etkileyebilecek ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu dönemde kazanılan beslenme alışkanlıkları kalıcı hale gelirken, yağ hücresi sayısındaki artış da yetişkinlikte kilo kontrolünü zorlaştırabilir.

Ayrıca obezite, ilerleyen yaşlarda metabolik hastalık riskini artırır ve çocukların psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle çocukluk çağı obezitesi, yalnızca kilo problemi  değil, gelecekteki sağlık risklerini ve yaşam kalitesini etkileyen çok yönlü olarak  ele alınması gereken bir konudur.

Çocuklarda obezite nedenleri arasında genetik yatkınlık, yüksek kalorili beslenme, hareketsizlik ve uzun ekran süresi yer alır. Aile içi alışkanlıklar ve duygusal etkenler de bu süreci şekillendirebilir. Çocuğunuzun sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanması ve büyüme takibi için çocuk ve ergen beslenme programı hizmetimizden destek alabilirsiniz.

Obezite Nasıl Önlenir?

Obezite ile mücadelede herkese uygun tek bir yöntem yoktur; kişiye özel ve bütüncül yaklaşımlar gereklidir.

Sürdürülebilir kilo kontrolü, sadece kalori takibiyle değil; metabolik, hormonal ve davranışsal dengenin birlikte ele alındığı bir anlayışla mümkündür. Sağlıklı ve dengeli beslenmenin yanı sıra, uyku düzeni, stres yönetimi ve fiziksel aktivite gibi yaşam tarzı unsurları da bu sürecin ayrılmaz parçalarıdır.

Fonksiyonel beslenme yaklaşımı, yalnızca ne yediğimize değil, neden yediğimize ve bedenimizin buna nasıl yanıt verdiğine odaklanır.

Amacımız, hangi besinlerin size daha uygun olduğunu belirleyerek, size özel bir beslenme düzeni oluşturmak ve bunu yaşam tarzınızla uyumlu hale getirmektir.

Bu süreçte kan tahlil sonuçları da dikkate alınarak, eksiklikler varsa doktor kontrolüyle birlikte bütüncül bir yaklaşımla sürdürülebilir çözümler sunmak hedeflenmektedir. Obezite ve eşlik eden metabolik sorunların yönetimi için kronik hastalıklarda beslenme danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.

Diyetisyen Gülden Gürkan
Diyetisyen Gülden Gürkan

Fonksiyonel Beslenme Uzmanı

Sık Sorulan Sorular

Obezite; vücutta aşırı yağ birikimiyle ortaya çıkan, kalp-damar hastalıkları, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve uyku apnesi gibi sağlık sorunlarına yol açabilen kronik bir durumdur.

Obeziteyi belirlemede sadece kilo yeterli değildir. Kilonun boy uzunluğuna oranı dikkate alınarak BKİ hesaplanmalı, ardından bel çevresi gibi ek ölçütlerle değerlendirme yapılmalıdır.

Obezite tanısı genellikle Beden Kitle İndeksi (BKİ) ile konur. BKİ, kişinin kilonun boyunun metre cinsinden  karesine bölünmesiyle hesaplanır. 30 ve üzeri değerler obezite sınıfına girer.

Çocuklarda obezite değerlendirmesi yaş ve cinsiyete uygun  BKİ persentil tabloları ile yapılır. 95. persentilin üzeri obezite sınırı olarak kabul edilir.

Sağlıklı Bir Yaşam İçin İlk Adımı Bugün Atın!

Beslenme alışkanlıklarınızı dönüştürmek, kendinizi daha enerjik ve iyi hissetmek için ertelemeyin. Size özel hazırlanan programlarla hedeflerinize birlikte ulaşalım.

Takipte Kalın!
21 Gün Şekersiz Beslenme
24Kas

21 Gün Şekersiz Beslenme

21 gün şekersiz beslenme, şeker bağımlılığını kırmak ve metabolizmayı yeniden dengelemek için uygulanan kısa süreli…

Hipoglisemi Diyeti: Kan Şekerinizi Dengede Tutma Rehberi
06Kas

Hipoglisemi Diyeti: Kan Şekerinizi Dengede Tutma Rehberi

Hipoglisemi diyeti, ani kan şekeri düşüşlerini önlemek ve gün boyu enerjinizi dengede tutmak için uygulanan…

Kalp Damar Hastalıklarında Beslenme: Tabağınızla Kalbinizi Koruyun
05Kas

Kalp Damar Hastalıklarında Beslenme: Tabağınızla Kalbinizi Koruyun

Kalp ve damar hastalıklarında beslenme, sadece bir destek unsuru değil — tedavinin temel parçalarından biridir.…

Akdeniz Diyeti
04Kas

Akdeniz Diyeti

Akdeniz diyeti, dünya genelinde en çok araştırılan beslenme modellerinden biridir. Uzun ömür, düşük kronik hastalık…